SÜPER KADINLAR...!

Bir kadın ile bir erkek arasındaki çok yakın duygusal arkadaşlık,

Aşk ilişkisi,

Olarak tanımlanan flörtü,

"Türkçede,

Evlilik öncesi her türlü cinsel ilişkiye ya da her türlü ilişkiye flört deniliyor" diyerek kendince tanımlayan

Prof. Dr. Muttalip KUTLUK ÖZGÜVEN' in,

Bir TV kanalında,

Canlı yayında yaptığı bu flört tanımlamasından sonra,

Konuşmasında yer verdiği sözleri dinlediniz mi bilmiyorum!

...

Konuşmasından bazı kesitler şöyleydi;

*"Şimdi 13 yaşında, hem aklen belli bir noktaya gelmiş, hem vücuden organlarıyla belli bir noktaya gelmiş bir insanın, ‘Sen diyorsun ki 10 yıl boyunca kadınlığını yaşamayacaksın, çocuk doğurmayacaksın' ".

(İzninizle burada bir parantez açmak istedim ben;

Bir kadının,

Kadınlığını yaşayabilmesinin tek yolu çocuk doğurması değildir,

Olamaz da.)

*"Ama Allah o genci yaratırken özellikle 13-16 yaşında olağanüstü…

Yani, Süperman diye bir şey yok, hayal kahramanı ama süper kadın diye bir ırk var.

Burada 13-16 yaşı arasında…"

*"İstediğiniz doktora sorun.

En üstün nitelikli insan, yeryüzünde 13-16 yaşındaki, 13-17 diyelim hadi, ya da

12-17 olarak büyütelim…"

* Bu yaşlarda çok muazzam rejenerasyon kabiliyeti var.

Vücudu mükemmel falan…Yani bu yaş, ilk çocuğu doğurmak için ideal bir yaş olarak belirlenmiş.

Ben diyorum ki erkekler olsun, kadınlar olsun…

Lütfen biraz zekamızı koyalım.

Şu anki toplumda değil, şu anki toplumda ilk ben karşı çıkarım 15 yaşında birinin evlenmesine.

Çünkü zihnen hazır değil.”

...

Öncelikle,

Konuşmasında,

Biz kadınları "Süper kadın diye bir şey var" diyerek "süper" nitelendirdiği için çok teşekkür ediyorum kendisine,

Hem kendi adıma,

Hem de tüm kadınlar adına.

Yalnız,

O süper kadınlar üzerinde bazı yanılgılara düşmüş sanki kendisi,

Oralara da vurgu yapmadan geçemeyeceğim.

12-17 yaş arasının, Rejenerasyon (yenilenme) kabiliyetinin en yüksek olduğu yaş aralığı olduğunu belirten KUTLUK,

12-17 yaş ÇOCUĞU için,

Üzerine basa basa tekrar söylüyorum bunu,

12-17 yaş ÇOCUĞU için,

"Vücudu mükemmel falan…

Yani bu yaş ilk çocuğu doğurmak için ideal bir yaş olarak belirlenmiş..." cümlesi ile bu yaştaki bir kız çocuğundaki yenilenmeyi,

Yalnızca doğurganlığı ile bağdaştırmış ve o yaştaki bir çocuğun yapabileceği en iyi şeyi doğumla sınırlandırmış gibi maalesef.

Oysaki,

O yaşlardaki bir beyni,

Bedeni en iyi şekilde işlemek,

Gelecek yıllara değer katmak demek.

Daha kendisi kimlik arayışında olan,

Kendini hayatın içinde bulmaya çalışan,

Algıları ile kendisine hayatta yer edinmeye çabalayan bir çocuktan,

Çocuk doğurmasını beklemek!..

Ne kadar acı değil mi?

Ne kadar iç sıkıcı,

Ne kadar iç yakıcı,

Ne kadar da yıkıcı.

...

Hayal dünyası harikulade gelişmiş,

Sezgileri güçlü,

Meraklı,

Sabırlı,

Kararlı,

Titiz,

Sevecen,

Özverili,

Ilımlı,

Araştırmacı,

Cesur,

Çevik,

Azim yüklü,

Çok, hatta çok çok boyutlu düşünebilen,

Detaycı,

Gördüğünü, duyduğunu, yaşadığını daha çok kaydedebilen süper bir hafızaya sahip,

Kaydettiğini erkeklere oranla daha çabuk hatırladığı da Norveç' de yapılan bir araştırma ile kanıtlanmış,

Pırıl pırıl kızlarımızdan,

Kadın doktorlar,

Hemşireler,

Kadın öğretmenler,

Kadın mühendisler,

Mimarlar,

Kadın pilotlar,

Kadın yazarlar,

Kadın gazeteciler,

Sanatçılar,

Sporcular,

Kadın akademisyenler,

Siyasette çok önemli yerlere sahip kadın siyasetçiler,

Yöneticiler,

Tüm dünyada ses getirecek kadın mucitler ve daha neler neler yaratmak varken,

Çocuk anneler yaratmaya çalışmak olmamalı hedef.

...

Profesör hocamızın konuşmalarında,

En çok dikkate almamız gereken yer bence,

"Erkek olsun, kadın olsun, lütfen zekamızı koyalım." dediği,

O kadarcık kısım var ya,

İşte o kadarcık bence.

Fakat sadece dikkate almakla da kalmayalım,

Kulaklarımıza küpe yapalım,

Hatta ve hatta hayatlarımızın odak noktasına koyalım bunu.

Tabi, zekalarımızı koyarken de ortaya kullanalım bol miktarda.

Kullanalım da böyle zarar ziyan fikir ve zihniyetlere maruz yaşamak zorunda kalmayalım.

Kullanalım da zekalarımızı,

Memleketi büyük felaketlere götürebilecek küçük hesaplarla uğraşmayalım,

Uğraşanlara da gidecek bir yol bırakmayalım artık.

Çünkü bizim,

Önümüzdeki taşlara takılmadan gitmemiz gereken daha çok yolumuz var be insanlık.

...

'Süper kadınların, onları çok iyi anlayıp algılayabilmiş süper erkeklerle el ele, kol kola, omuz omuza, yürek yüreğe, beyin beyine, ayaklarına taş değmeden uzun uzun yollar yürüyebilmesi dileğiyle...'