"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!" Şeyh Edabâli
Seçimlere sayılı günler kala...
Dönem boyunca yatıp, sınav zamanı ders çalışan öğrenciler geliyor aklıma.
Beş yıl çalışmamış, tabana inmemiş, saha nedir bilmeyen koltuk başkanları ne kadar da tembel ve sorumsuz öğrencilere benziyorlar değil mi?
Muhalefet partilerinin adaylarını ve başkanlarını eleştirmek işin kolay olanıdır. Doğru ve ilkeli bir duruş sahibi olarak, aynı tutumu kendi mahallemizi ve mensubu olduğumuz ideolojik yapıyı ilgili organlarda ve kurumlarda temsil etme yetkisini verdiğimiz adaylar veya yöneticiler için de gösterip, gerektiğinde eleştirebiliyor muyuz?
Kendi çocuğunu ıslah edemeyen birinin komşunun çocuğunu eleştirmesi komiktir.
Ayrıca her eleştiri yıkıcı değildir. Dahası, sizinle aynı ideolojiyi paylaşanların yapacakları eleştiriler ise, birer artı değerdir.
Şeyh Edebalı'nın Osman Gazi'ye Kayı Boyu Beyliği ünvanı verilirken yönelttiği hem uyarı hem de nasihatler bağlamındaki manzumesinin mısraları geliyor aklıma:
*Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.
*Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.
*Hal bil, ahval bil, gönül bil.
*İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz.
*Kimsenin umudunu kırma.
*Bey memleketten öte değildir.
*Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar.
...
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçmenler, her seçimde olduğu üzere Recep Tayyip Erdoğan'a olan güven, inanç ve derin muhabbetten dolayı sandıkta görevini gereğince ihya etmişlerdir.
Aynı ilgi ve muhabbetin yerel seçimlerde belirlenecek olan adaylar için de oluşabilmesi için, temsil yetkisi talep edenlerin de arzu edilen liyakata sahibi olmaları ve yetkiyi aldıkları takdirde de kendisine gösterilen bu teveccühün ardından dönerek seçmene üstenci bir üslupla yaklaşmaması gerektiği esastır.
Seçim vaadiyle verilen sözlerin koltuğa kavuşunca unutulması ise kısa devre sendromudur.
Uzun bir dönem için, seçim süreci gibi kısa bir zaman içinde verilen sözlere, timsah gözyaşlarına, riyakâr yüzlere ve sahte gülüşlere ben "Kısa Devre Sendromu" diyorum.
Metropol şehirlerden ziyade daha küçük ölçekli illerde ve ilçelerde koltuğu ele geçirenlerin girdiği hava atmosferine ise zehirli oksijen diyorum.
Görevini ihyâ edenlerin dâhi bir süre sonra doğruluk istikametinden ayrıldıklarını gözlemliyorum. Sürecin belli bir aşamasından sonra işini hakkıyla yapmış olmanın özgüveni, kendilerinin "Ben artık oldum." gafletine kapılmalarına -düşmelerine- neden olmaktadır.
Dün hepimiz gibi birer yurdum insanı olarak hayat sürenlerin, koltuk imkanlarıyla buluştuklarında birer burjuva veya bohem hayatı yaşamaları, sosyolojik olarak olumsuz durumlara neden olmakta ve toplumla aralarında bir sosyal bir fay hattının oluşmasına sebebiyet vermektedir.
"Halka hizmetin Hakk'a hizmet" olduğu tezini savunmak, lafla değil icraatle mümkündür.
Bir randevu için günlerce, aylarca vatandaşı kapılarda bekleten başkanların aynı vatandaştan yeniden oy istemeleri arsızlıktır.
Seçildiği yerel idare görevinde kendilerini birer derebeyi zanneden, kendi şehrine, ilçesine faydası olmayan niteliksiz başkanların bulundukları makamlarda kütlesel ve hacimsel nicelik taslamaları ise hadsizliktir.
Bu konu hakkındaki uyarılarımı daha önce de köşemde kaleme alarak defaatle dile getirmiş ve 19 Eylül 2023 tarihinde yine bu köşede yayımlanmış olan makalemde şunları söylemiştim:
"Üzerlerindeki temsil yetkisini istismar aracı haline getirenler, bindikleri dalı kesmekte olduklarının acaba ne ölçüde farkındadırlar?
Bilhassa iktidarın merkezinde ve yakın çeperinde duranların bu tarz siyaset anlayışını derhal terketmeleri gerekiyor.
Yerel seçimlere adım adım yaklaşırken, liyakat sahibi olmayan yöneticilerin ferasetsizliği, nice bedeller ödenerek devletin zirvesine dikmiş olduğumuz "milli irade" sancağını ne yazık ki harici bir müdahaleye bile gerek bıraktırmadan yere düşmesine sebebiyet verecektir."
Güç zehirlenmesi yaşayanların kibirleri, hizmetlerini gölgede bırakmaya başlamıştır.
Halk ile hasbihâl edemeyenlerin, hâlden anlamayanların, derde derman olamayanların, şifa değil dert olanların, güç zehirlenmesi yaşayanların, kendi nefislerine yakın olanlara taraf olanların, mağdura bertaraf olanların, kibirli ve liyakatsiz başkanların yeri halkın temsili koltuklar değildir."
Cumhurbaşkanımızın aynı konuda daha evvel yapmış olduğu bir diğer uyarısı ise şu şekildeydi: "Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyor demektir. Zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı da atsınlar. Zira artık yanlışlara hele hele bedeli ödenemeyecek yanlışlara tahammülümüz yok."
Yapılan bu yerinde uyarılardan konunun muhatapları umarım kendileri için gereken dersleri çıkarmış olsunlar.
Konumlarını sadece kendi nefsi ve menfi durumlarına hitap eden kalburüstü kişilerin ve STK'ların cemiyetlerine, programlarına, açılışlarına katılanlar, seçim zamanı geldiğinde avam gördüğü vatandaştan oy istemeleri hakkaniyete aykırıdır.
Sosyal statü farkları ve eşitsizlikleri dolayısıyla toplumsal dokunun içinde yitik sayılan vatandaşa, sınıfsal bir kategori -segment- ihdas ederek sözde üst seviye bir statüye tabi saydıkları ve kabul ettikleri ile eşit muamele edilmesi adeta ayıp sayılmıştır.
Bir mevkiye erişmek için vatandaşı basamak yapanlar şunu bilmelidirler ki; her çıkışın bir de inişi vardır!
Edep ve marifet ehli olan idareciye düşen davranış, etrafına topladığı bir avuç çıkarcıya dönük olarak "Padişahım çok yaşa!" Pohpohlamalarına itibar etmek değil, kendisinden eşit ve adil bir yönetim beklemekte olanlara, "Vatandaşım çok yaşa!" diyebilmektir, vesselam!
Yorum yazarak Haberlisin Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haberlisin Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Vatandaş 54 - Ne kadar güzel ve doğru ifade etmişsiniz tebrikler ?
Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.