Bugün bayram. Cumhuriyetin ilan edilişinin 100. Yılını kutluyoruz. Her şeye rağmen umutluyuz. Cumhuriyetimiz var.
Cumhuriyet bir sıradan bir rejim değişikliği değil; yedi düvele karşı verilen istiklal harbi sonrası kazanılmış bir haktır.
Cumhuriyeti hazmedemeyenlerin karalama kampanyaları 100 yıldır devam etmekte. Bin yıl daha hazımsızlık çekseler vız gelir. Cumhuriyet ilelebet yaşayacak, kurtuluş mücadelesi veren mazlum milletlere meşale olacaktır.
Türk milleti cumhuriyete kavuşuncaya kadar az bedel ödemedi. Çanakkale Savaşları’nda destanlaşan direniş aslında var olma mücadelesi idi. Onun için elde kalan “son tohumlar” bile cepheye gönderilmiş, birçoğu da geri dönmemişti
Kurtuluş Savaşı yaralı milletin geride kalanları ile yapıldı. Kadın, erkek, yaşlı çocuk… Herkesin tek arzusu vatanlarını işgal eden emperyal güçleri kovmaktı.
Başardılar. İnançları, azimleri ve liderleri ile başardılar. Türk milletin Atatürk soyadı vererek yücelttiği Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları başardılar.
Düşmanın yurttan kovulması yeterli gelmedi onlara. Eğitim, sanayi, sanat, adalet… akla gelen her alanda yenilikler yaparak Cumhuriyet’in temellerini güçlendirdiler.
Türk milletini “orta çağ zihniyetinde” görmek isteyenler Türkiye Cumhuriyeti’nin her hamlesini karalamak için çaba gösterdiler. Savaşlar, darbeler, ambargolar Türk milletinin gönlündeki cumhuriyet sevgisini söküp atmaya yetmedi.
Zamanla daha çok sevildi cumhuriyet. Totaliter ve soya dayalı rejimlerde sürekli aşağılanan halk birey olmanın önemini kavradı. O bireyler içinden her zaman yeni liderler çıkararak bağımsızlığını güçlendirdi.
Beni Cumhuriyete sahip bir milletin bireyi olmak kadar mutlu eden bir başka konudan söz etmek istiyorum. Diğer Türk Cumhuriyetlerinin bizim bayramımızı yürekten kutluyor olmaları onur verici bir durum.
Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan gibi ülkelerden çok sayıda sanatçı ve akademisyen dostlarım var. Hemen hemen hepsinin sosyal medya hesapları Türk Bayrağı ile donatılmış durumda. Profilleri Türk Bayrağı ile değiştirilmiş.
Bu dostlarımdan biri de Prof. Dr. Juliboy Eltazarov. Beş yıl önce “Ali Şir Nevayi” belgeseli çekimleri için gittiğim Özbekistan’ın kadim şehri Semerkant’ta tanıştım Prof. Dr. Juliboy Eltazarov ile . Kendisi Ali Nir Nevayi ve Timuriler dönemi Semerkant’ı hakkında uzman. Dünyanın sayılı üniversitelerinde ders veren Türkiye dostu bir alim Prof. Dr. Juliboy Eltazarov.
Röportaj sırasında konu Özbekistan’ın Sovyetler Birliği tarafından işgaline geldi. Özbek halkı neden direnmedi? Diye bir soru yönelttim. Juliboy Eltazarov biraz mahcup bir şekilde önce Semerkant üzerinde gözlerini dolaştırdı. Sonra başını öne eğdi. “Bizim bir Atatürkümüz yoktu” dedi.
İşte o zaman bir Atatürkümüzün olmasının ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anladım.
Emperyalist güçler istedikleri kadar kanlı plan yapıp hayal kursunlar. Anadolu bilge bir diyardır. Kan ağlarken hep bir Atatürkümüz olur bizim.
Yine dünya alem bilsin ki evlerin balkonlarında dalgalanan bayrak zorlama değil bağlılığının işaretidir.
Cumhuriyeti kuranları saygı ile yad ederken Cumhuriyetimizi yüreklerinde yaşatanlara selam olsun.
Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Yorum yazarak Haberlisin Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haberlisin Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.