İnsanın hâlleri de maddenin üç hâli kadar kısa ve net olsa... Katı, sıvı, gaz deyip sınıflandırabilsek keşke.
Duygusuz ve asabi olana, insanın katı hâli; sorumluluklardan kaçan, zoru görünce toz duman olana gaz hâli; girdiği mekâna göre hareketini, tavrını, düşüncesini değiştirene de insanın sıvı hâli der kurtulurduk ama ne mümkün! Ne yazık ki bunun akışkanı, süngerimsisi, balçık olanı, kaygan olanı, zift kıvamında olanı var.
Tek bir hâlde kalabilse o da öyle kabul edilir belki ama bu da yetmezmiş gibi bunların hepsini bir arada bünyesinde taşıyanı da var.
Hâllerden hâl beğenecek, arasından en çekilmez olanını seçmek gerekse benim cevabım hazır.
Öfkenin ruhuma iyi gelmediğini çok kez tecrübe ettim, bu yüzden öfkeli insanlardan mümkünse köşe bucak kaçarım. Asabi tavırlar en hafifinden bende baş ağrısı yapar. "Takma kafana" denilince de hiçbir şey hallolmuyor maalesef, bir şekilde takarım kafama.
Algı reseptörlerimin çok hassas olmasıyla ilgiliymiş, kayıtsız kalamıyorum, elimde değil gerginleşiyorum hemen. Resmen bütün kaslarım istemsizce kasılıyor. Korku filmi tarzı şeyleri izleyememem de hep bundan. Yüksek sese eşlik eden şakaklardan fırlamış damarlar, benim ortamı terk etmem için alarm hükmündedir. Asabiliğe bu kadar mesafeli, bu denli tavırlı olsam bile insanın bu hâli için bile katlanabilirim. Hiç ama hiç haz etmesem de farzımuhal öfkesinde haklı bir gerekçesi vardır diye o da kabul edilebilir. Öyle değilse bile kalbinin yumuşaması için dua edilebilir. Bu da olmazsa zavallı olduğuna hükmeder geçer giderim.
Bir de gaz hâlinde olan insanlar var. Hani bir günden bir güne dediğinin arkasında durmayan, açtığı gediği kabullenmeyen, sebep olduğu enkazı ortada bırakıp kaçan tipler var ki evlerden ırak. Mübarek, bu hata senin işte, kabul et di mi. Bu da bir erdemdir neticede. Hem insanın kusurlarıyla yüzleşmesi de bir olgunluk emaresidir. Ne demeye, hayalet gibi ortamdan sıvışıyor, köşeye sıkışınca kapıları çarpıp gidiyorsun? Hadi, onu da çocukluğuna falan inilerek anlamak için uğraşılabilir, o da sineye çekilebilir ama şu kaptan kaba şekil değiştiren sıvılar gibi girdiği yere göre karakter değiştiren insan müsveddelerine hiç tahammülüm yok! Üstelik buna diğerleri gibi bir hüsnüzan da besleyemiyorum. Sen insansın ya insan, bukalemun değil! Ah bir de bindiği arabaları karıştırdıkları anlar yok mu. Düdük sesleri başka başka. Tam bir rezalet.
Kılıktan kılığa giriyor diye "Soytarı işte!" deyip meseleyi hafife almayı tercih edenlere soytarının tarihteki yerini hatırlatmak isterim. Soytarıların gerektiğinde kralların altından minderi çekip alma becerisi, deli muamelesi gördüğü için kimsenin söyleyemediği gerçekleri sivri diliyle söyleyebilme gibi bir şanı var. Bu soytarılığı da bukalemunluğu da aşan bir şey! Bulunduğu yere göre renk değiştirmek bukalemunların işiyken insanın bu hali için bukalemun demeye de dilim varmıyor.
Korkudan konuşmayanlarla kekemelerin, patavatsızlıkla cesaretin, ukalalıkla bilgeliğin, üryanlıkla çağdaşlığın, imrenmeyle kıskaçlığın karıştırıldığı bir çağda soytarılıkla bukalemunun birlikte anılmasına şaşılmaz elbette!
O hayvancıklar, sağır olduklarından, tehlikelerden korunmak için bunu yaparken insanın böyle mühim gerekçeleri bile yok. Bu yüzden, yazıktır hayvanın adı çıkmış külliyen haksızlık etmeyelim derim.
İyisi mi biz insanın sıvı hâlini yaşayanlara, bütün nabızlara göre binbir türlü tariflerle şerbet dağıtma hüneri gösterdiği için şerbetçi diyelim.
Düşünce ve inançlarını ortama göre, çıkarlarının bulunduğu yönde sık sık değiştiren ilkesiz insana "şerbetçi" denmez de başka ne denir Allah aşkına!
Makale Yazısı-23 Kas 2022 - 09:29
ŞERBETÇİ
Yazar Gamze Koç - Mesaj Gönder
Yorum yazarak Haberlisin Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haberlisin Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(14)Birsen Ataman - Ağzına ve yüreğine sağlık
Gamze Koç - Sağol ablam yüreğe dokunduysa ne mutlu bana ?
Semra - Şerbetçi...
İnsan için anlaşılması zor derler... Bitkiye bakınca ne olduğunu anlarız, nasıl bakılması gerektiğini... Eğer bir de bitkiler üzerine ilgimiz varsa veya biraz bitki ehliysek neye ihtiyacı olduğu hatta dilini de anlarız... Hayvanları görünce de onun neye ihtiyacı olduğunu anlarız... İçimiz de birazcık olsa merhamet varsa yemeğini suyunu verir ihtiyacı olan sevgiyi gösteririz... Cansız varlıklar için de bir dil vardır... Peki ya en karmaşık olan canlı varlık yani insan... Onun bir dili var mı... Bakınca anlaşılır mı... Sanırım insanı karmaşık olmasının sebebi sadece kalp (vicdan, merhamet) ile beyin (mantık) arasında gidip gelmesi değil bazen hep kalp durağında kalması beyne uğramaması bazen de beyin durağında kalması ve kalbe uğramaması... İnsanın bu nedenle bir dili yok... Bir dili yok ki binbir türlü şerbetçiler çoğalmakta...
Kaleminize sağlık Hocam... ?️??
Gamze Koç - Kötülerle mücadele edebilecek kadar çoğunluğu sağlamak için iyilikte sayıyı çogaltalım öyleyse Semra Hocam
Talia - Çok güzel bir yazı olmuş her kelimesine katılıyorum...
Gamze Koç - Ne mutlu böyle kelama kıymet veren okuyucum var ?
Hacer Dursun - Mükemmel bir yorum, kaleminize yüreğinize sağlık Gamze hocam, Allah hepimizi iyilerle karşılaştırsın. Sevgilerimle ??
Gamze Koç - Amiiiin kıymetli hocam amiiiin ?
Tarih Öğretmeni. - Insan okuyunca evet ben buyum,durum da buymuş diyor....kaleminize sağlık
Gamze Koç - Daha nice içimize dönüp kendimizi bulduğümuz yazılarda buluşuruz inşaalah.
Osman Yurdakul - Ben insanın mülayim hali olanlardanım sanırım ;) kimseyle sorunu olmayan kendi halinde ve dostuna bağlı seven biri olarak mülayim geliyim..
Gamze Koç - Ne mutlu size öyleyse Osman bey ????darısı tüm mülayim olması beklenilen insanlara diyelim?
M.Avcı - Elinize kaleminize sağlık....
Gamze Koç - Sağolun Hocam.
Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.