HAVADAN SUDAN

Bugünkü yazımızın başlığını görünce dereden tepeden, rasgele, önemsiz şeylerden söz edeceğimiz düşüncesinin oluşacağını sanıyorum. Bu durumda dedikodu yapmayacağız emin olun. Ama konumuz uzaydan bakınca yerküremizin mavi bir bilye gibi görünmesine sebep olan yaşamın en temel gereksinimi; hava ve su...

İklimleri oluşturan yeryüzü şekilleri ve barındırdıkları miktarca hava ve su canlı yaşamının çeşitlenmesinde ve kalabalıklaşmasında çok önemli etkendir. İlk üretim biçimi tarımın oluşmasını sağlayanda hava ve su hareketleridir. Hangi ekinin ne zaman ekileceğini bu hareketler belirler. İnsanlar buna bakarak takvimi belirlemiş, buna göre giyinmiş, buna göre eşyalar edinmiş, hatta insanların (sadece insanların değil, bütün canlıların) ruh halini hava ve su etkilemiştir.

Sanayi toplumuna gelene kadar eski tarihin bütününde insanlık tarım ve hayvancılığa bağlı olarak üretim yapmıştı. Bunların iklimlere, mevsimlere bağlı olması çok doğaldır. Hava tahminleri tarım yapan çiftçiler kadar denizciler içinde çok önemliydi. Peki teknoloji öncesi çağlarda yaşayanlar neye göre hava durumu tahmini yapıp tarımsal ürünlerini yetiştirerek hayatlarını düzenlediler dersiniz. Henüz meteoroloji kavramı yokken tarımla uğraşanlar hava durumu tahminini havayı, yeri ve hayvanlardaki değişimi izleyerek yapıyorlardı. Tıpkı saatin olmadığı dönemde, gün içinde gölgelerin boyunu ölçmeleri gibi. Sabahın geçişini gölgenin bir mızrak, akşamın yaklaşmakta olduğunu, gene gölgenin bir adam boyunu geçmesinden anlar-lardı. Öğlene de gölgenin yok olduğu zaman derlerdi.

Bu ölçüp biçmeye hava tahminiyle ilgili örnekler verelim:

Kurbağaların topluca bağırması yağmura işaretti. Akşamdan bulut kızarırsa hava açacak, sabah bulut kızarırsa yağmur yağacak, kuşlar çok alçaktan uçuyorsa yağmur geliyor, solucanlar dışarıya çıkmaya başladığında da yağmur yağacak demekti.

Hilale bakmak çok eski zamanlardan beri kullanılagelen bir hava tahmin etme yöntemidir.

Hilalin uçları sağa, sola ya da aşağıya dönükse o ay yağmurlu, hilalin uçları yukarı dönükse o ay kurak geçecek demekti.

O yılın soğanları ince kabukluysa sert kış olmayacak, kalınsa sert kış beklenmeli demekti. Meşe ağaçları çok palamut verirse kışın sert geçeceği anlamına gelirdi. Aynı söz ayva içinde söylenirdi.

Eskiler “Bulutlar sabah dağ gibiyse akşam çeşme gibi olur” demişler.

Hayvanlarda sessizlik, fırtına habercisidir.

Rüzgâra sırt dönülerek, bulutlara bakıldığında; bulutlar ileri ya da geri gidiyorsa ya da sabit ise hava aynı kalacak, bulutlar soldan sağa gidiyorsa hava kötüleşecek, eğer sağdan sola gidiyorsa hava daha da güzelleşecek anlamına gelirdi.

Hava sıcaklığını Cırcır böcekleri ile ölçerlerdi. Nasıl mı? Cırcır böceği kaç saniye öttüğü ölçülür. Çıkan zaman, üçe bölünüp, dört eklendiğinde havanın sıcaklığı bulunurdu.

20. Yüzyıl bilimin hızlı biçimde geliştiği, teknolojinin günlük hayata girdiği bir yüzyıl olmuştur. Hava durumu tahmin raporları daha kolay ve daha isabetli olmuşsa bunda teknolojinin çok büyük payı vardır. Meteorolojinin uzaydan belirlenmesi 1950’lerden sonradır. Klasik yöntemle yapılan hava tahmin raporları, uzaya uydular atılmadan önce savaş zamanı radyolarda yayınlanmaz, bu raporlar barış zamanında gazete ve radyolarda yer alırdı.

Meteorolojinin önem kazandığı zamanlardan uzaya uydu atılmasına kadar geçen sürede, bir kısmıyla günümüzde de süren biçimiyle hava tahmininde yeryüzü ve gökyüzü iki ayrı gözlemle yapılırdı. Havanın sıcaklığı, basınç durumu, nem miktarı ve rüzgârın yönü halen sürmekte olduğu gibi yeryüzü gözlemiyle ölçülür. Gökyüzü ölçümleri bir balona yerleştirilen verici gökyüzüne gönderilerek yapılır. Bu balon stratosfere varıp patladığında, taşıdığı vericiye takılmış olan paraşüt sayesinde yeryüzüne inmesi sağlanır. Vericinin havadaki bu yolculuğu sırasında kaydettiği sıcaklık, nem ve rüzgâr bilgilerini meteoroloji uzmanları hava tahminleri raporlarında işlerler. Alçak ve yüksek hava akımlarıyla birlikte daha pek çok meteorolojik durum çeşitli uydu araçlarının yanı sıra hava radarları, barometreler, higrometreler, termometreler, yüksek atmosfer gözlem balonları ile ölçülmektedir.

Sözün kısası hava deyip geçmemek gerek. Hayatımızı çok etkileyen bu durum binlerce yılın gözlemleriyle bugünlere gelmiştir. Artık saatine, dakikasına varan tahminlerin isabet oranları çok yüksektir. Keşke depremi de bu şekilde tahmin eden bir birim olsa.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Aydın Göle - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Haberlisin Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.



Anket Sizce Sakaryaspor bu sene Süper Lig'e çıkar mı?
Tüm anketler