ÖZEL HABER-RABİA KARAMAN
SAĞLIKTA SORUNLAR
Sakarya Tabip Odası Başkanı Fırat Karadeniz, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntıları Adapazarı Akşam Haberler Gazetesi’ne anlattı. Artan şiddet olayları ve mesleki zorluklar nedeniyle hekimlerin yurt dışına çıkma oranlarının arttığını söyleyen Karadeniz, Sağlık Bakanlığı tarafından alınan tedbirlerin eksik kaldığını dile getirdi. Sağlık çalışanları arasında intihar vakalarının arttığına dikkat çeken Karadeniz, sağlık çalışanları ve hekimlerin artık tükenmiş ve yılmış durumda olduğunu belirtti.
“TEDBİR ALINMADI”
Sağlıkta şiddetin yıllardır artarak devam etmesine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığına değinen Karadeniz, “Sağlıkta şiddet yeni başlayan bir durum değil. Bir süreç halinde yıllardır karşımızda duruyor. İlk büyük yankısını 2012 yılında uyandırdı.2012 yılında Dr. Ersin Aslan’ın öldürülmesinin ardından TBMM’de Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu kuruldu. 6 aylık bir çalışma sonucunda bir rapor yayınladılar. Raporda öneriler olsa da sadece yazıda kaldı. Uzun süre ne Meclis ne de Sağlık Bakanlığı, sağlıkta şiddet tekrar gündeme gelene kadar bu rapora dokunmadılar. İnsanlar sadece kayıtlı şiddet olaylarına bakıyorlar, fakat sağlık çalışanlarının kayda almadığı bir sürü münferit olay var. Şu anda insanların gördüğü sadece buzdağının görünen kısmı” dedi.
“YAPTIRIM UYGULANMADI”
Sağlıkta yapılan düzenlemelerin sağlıkta şiddetin önüne geçemediğini belirten Karadeniz, “Kayıtlı olaylar artınca sağlık çalışanları taleplerde bulundu. Bu talepleri karşılamak için Sağlık Bakanlığı düzenlemelere gitti. Bu düzenlemeler ceza muhakemeleri usul kanuna girmeyen Temel Sağlık Hizmetleri Kanununa koyuldu. Yargı, sağlıkta şiddetle ilgili karar verirken bu kanuna bakmaz çünkü Ceza Kanunu’nda değil. Sağlıkta şiddeti engellemek için olan bir düzenlemeyi Temel Sağlık Hizmetlerine koyarak çözüm taraftarı olmadıklarını gösterdiler. Sağlık Bakanlığı çözüm tarafında hiç olmadı. Şikayetler devam edince bu kanun sonunda Ceza Kanunu’na koyuldu, fakat yaptırımlara yansımadı” ifadelerine yer verdi.
“ŞİDDETİN ÖNÜ KESİLMİYOR”
Tüm ülkeyi etkileyecek olan şiddet sarmalına çözüm bulunması gerektiğini aktaran Karadeniz, “Şiddet aslında sadece sağlık sektörünü ilgilendirmiyor. Şiddet tüm toplumu etkiliyor. Bugün eğitim alanında da şiddet olaylarında ciddi bir artış var. Sağlıkta olan şiddetin bir benzeri eğitim alanına sıçradı. Eğitimcilerde bu duruma maruz kalıyor. Bu şiddeti engellemezsek, yarın karakolları ve adliyeleri basarak hâkime, savcıya ve polise de şiddet yaklaşımında bulunacaklardır. Şiddet sarmalı ve kültürel yozlaşma yükseldi. Kimse de bu durumun önünü kesmek istemiyor” şeklinde konuştu.
“CANAVAR SUSTURULMALI”
Fırat Karadeniz, “Ben bizi yönetenlere şunu tavsiye ederim; bugünler gelip geçici. Eğer gelecekteki nesillerimizin bizleri kötü anarak, lanet etmesini istemiyorsanız kontrolü arttırmalısınız. Toplum kültürünü yeniden inşa etmek için, insanların içerisinde koşullar uygun olduğunda ortaya çıkabilen canavarı tekrar susturmanız gerekiyor. Bu canavarın serbest bırakılmasını engelleyecek koşullar oluşturulmalı. Bedeli ne olursa olsun çalışmalar yapılmalı” ifadelerine yer verdi.
“SAĞLIK HİZMETİ GASP EDİLİYOR”
Sağlık Bakanlığının yaklaşımını eleştiren Karadeniz, “Sağlıkta şiddet olayı diyerek olayı dar bir çerçeveden değerlendirmemeliyiz. ‘Benim vatandaşım aslında öyle değil arada 3-5 kişi yapıyor’ denilemez. ‘Gelişmiş ülkelerde de sağlıkta şiddet yaşanıyor’ diyorlar. Fakat oradaki şiddet unsurlarını incelediğinizde gerçekten psikolojisi bozuk, suça meyilli insanların şiddet uyguladığını görüyoruz. Bizim ülkemizde ise normal vatandaş şiddet uygulayıp, bir yaptırım almadan hayatına devam ediyor. Yanlış teşhis, yanlış tedaviye götürür. Sağlıkta şiddet toplumun sağlık hizmetini gasp etmektedir” şeklinde konuştu.
“HEKİMLERİ SİSTEM GÖNDERİYOR”
Yurtdışına giden hekim sayılarındaki artışı değerlendiren Karadeniz, “Elimizdeki insan kaynaklarını doğru kullanmıyoruz. Üstüne yetiştirdiğimiz hekimleri elimizde tutamıyoruz. Bir hekimin yetişmesi için devletimizin ve ailelerin harcadığı miktar yaklaşık 10 milyon TL’dir. Bu ekonomik koşullarda eğitime karşılık gelmeyecek bir maaş, aşırı iş yükü, mobbing ve psikolojik sıkıntılar yaşatarak intihara kalkışacak duruma getiren bir sistemde doktorluk yapmak nasıl istenebilir. Günümüzde hekimler kendi çocuklarının doktor olmasını istemiyor. Olacaksa da ‘yabancı dil öğren yurtdışında yap’ diyorlar. Bu şartlarda çalışmak istemeyen hekimlerimizde dil eğitimleri alıp yurtdışına gitmeyi tercih ediyor” dedi.
“BAKANLIĞA GÜVENMİYOR”
Sağlık çalışanları ve hekimlerin ruhsal durumlarını aktaran Karadeniz, “Çalışanımızı korumazsak, hasta hizmet alamaz. Sağlık çalışanları ve hekimler artık tükenmiş ve yılmış durumda. Kendilerini çok kolay harcanabilecek bozuk para gibi hissediyorlar. 2012 yılındaki hekimin öldürülmesi olayından günümüze kadar olan süreçte sağlık çalışanlarında ve hekimlerde bir uyanış gerçekleşti. Ciddi anlamda itibar suikastına uğradıklarını düşünüyorlar. Düşünün bir Sağlık Bakanı çıktığı programda kendisine yöneltilen ‘dün bir doktoru halletmişler’ sorusuna gülerek kaçamak cevaplar vererek cevapladı. O soruya ‘halletmişler ne demek bu nasıl bir üslup’ diyemedi. Sağlık çalışanları bu durumu gördükten sonra Sağlık Bakanlığına güvenmiyor” ifadelerini kullandı.
“ÖNCE ZARAR GÖRME”
Geleceğin hekimleri olan Tıp Fakültesi öğrencilerinin yaşadığı psikolojik baskıyı değerlendiren Karadeniz, “Tıp Fakültesinde ki öğrencilerimize bir baksınlar. Gözlerindeki ışık artık sönmüş durumda. Hepsinin aklında yurtdışına bir çıkabilsem düşüncesi var. Umutsuzluk, geçim kaygısı, gelecek kaygısı hissediyorlar. Değersiz hissettikleri için kendilerini kurtarabilecekler mi diye düşünüyorlar. Tıp fakültelerinin anatomi kürsüsünde ‘önce zarar verme’ yazar. Artık bu cümle değişerek, ‘Önce zarar görme’ oldu. Zihniyetimiz artık buna dönüştü. Bu durumu engellemek lazım. Bu toplumun sağlık hizmeti alması açısında büyük bir sakınca doğuruyor. Sağlıkta bulunan sorunlar için düzenleme şart” dedi.
“HEKİM İHTİYACI VAR”
Karadeniz, “Devletimizin hekim ihtiyacı var. Bu sebeple emekli olmuş doktorlara da çağrı yapıyorlar. Tıp Fakülteden mezun olan arkadaşlarımız yurt dışına gidebilmek için ne mecburi hizmetine gidiyorlar ne atamalara katılıyorlar. Evlerinde oturup yabancı dil eğitimi alıyorlar. Bir türlü sisteme girip hizmet etmiyorlar. Sisteme giren hekimler ise iş yükü fazla olduğu için yetişemiyorlar. Kalifiye eleman olmak süreç ister. Bu sebeple de devletimiz emekli olmuş, aslında kalifiyeli doktor dediğimiz kesimi tekrar sisteme sokmak istiyor” ifadelerine yer verdi.
“SİSTEM İSTİFAYA YÖNELTİYOR”
Hekimlerin istifa etmesinin sebeplerini aktaran Karadeniz, “Yakın zamanda Eğitim ve Üniversite hastanelerinde ki Akademik unvanı olan hocalarımızın muayenehane açma hakkı elinden alındı. Son 14 yıl öncesinde muayenehane açmadıysa, yeni muayenehane açamıyor. Yeni muayenehane açmış hekimlerin ise açtığı yerler kapatıldı. Bu karardan sonra İzmir’de yaklaşık 30-40 akademisyen hekim birden istifa etti. Bizim buradaki hastanemizde de istifa etmeyi tercih eden oldu. Bu akademik kadroları doldurmayı bekleyen genç hekimler olabilir fakat yetkin insanların eğitim alanından uzaklaşmasına sebep olarak eğitim kalitesine kötü etkiler oluşturuluyor” şeklinde konuştu.
“BAKANLIK HEKİMLERLE GÖRÜŞMELİ”
Sağlık Bakanlığının hekimler ve temsilcileri ile görüşmediğini öne süren Karadeniz, “Sağlık sektöründe bulunan sorunlar için çözüm aslında belli. Sağlık Bakanlığı yıllardır bu çözümden uzak duruyor. Sağlık Bakanlığı oturduğu alandan çıkmalı. Uzun zamandır sahada çalışan hekimler ve temsilcileriyle görüşmüyor. Randevu taleplerimize cevap vermiyor. Bizim birinci basamak ile ilgili en büyük temsilcimiz Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu olmasına rağmen yaklaşık 30 bin kişiyi temsil eden bu kurumun randevu isteklerine cevap gelmemekte. Sağlık Bakanlığı, Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi ile görüşmeyi kabul etmiyor. Sağlık alanındaki kararları dört duvar arasında, sahada çalışmayan insanlarla alarak neye hizmet ettiğini bilmediğimiz şekilde politika üretmeye çalışıyorlar. En büyük problemimiz bu. Artık Bakanlık sahaya inerek bizimle görüşmeli” dedi.
“HEKİMLER SUÇLU GÖSTERİLİYOR”
Fırat Karadeniz, “Sağlık Bakanlığı bizim sesimizi duymuyor. Duyması için de iş bırakma eylemi gibi düzenlemelere gidilmeye başlandı. Bu tür olaylarda duyulmak için bir tarafın aksaması gerekiyor. Vatandaşın hizmet alımı aksarsa bakanlık bunu duyuyor. Bu yol o yüzden tercih ediliyor. Bu yöntem aslında işe yarayan bir yöntem. Hollanda’da iş bırakma eylemi sonucunda 3 günde Sağlık Bakanı değişti. Ülkemizde ise algı yönetimi yapılarak hekimleri suçlu gösteriyorlar. Biz sadece Bakanlık tarafından dinlenerek, sorunlarımızın çözülmesini istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Yorum yazarak Haberlisin Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haberlisin Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haberlisin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haberlisin editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haberlisin değil haberi geçen ajanstır.